Bir sabah ofiste, e-posta kutuma düşen bir mesajla başladım güne. Konu satırında yalnızca şu yazıyordu: “Toplantı daveti — Ayşe Hanım.” Basit bir hitap, sıradan bir mail. Ama o gün, bu iki kelimenin — isim ve hitabın — arasındaki mesafeyi hiç bu kadar hissetmemiştim. “Ayşe Hanım” derken araya ne kadar saygı, ne kadar duygu sığabiliyor, hiç düşündünüz mü?
Isimden sonra hanım bey nasıl yazılır? Bir kelimenin içindeki saygı hikâyesi
İnsan ilişkilerinde bazen bir “hanım” ya da “bey” kelimesi, cümlelerin taşıyamadığı inceliği taşır. Türkçede isimden sonra gelen bu hitaplar, hem saygı hem de samimiyet dengesi kurar. “Ayşe hanım” mı, “Ayşe Hanım” mı diye sormak aslında yazım değil, his meselesidir. Çünkü doğru yazım kuralı kadar, doğru ton da önemlidir.
Ama hadi hikâyeyle anlatayım.
Bir ofis, iki insan ve bir kelimenin gücü
O gün toplantıya iki kişi geç kalmıştı: Ece Hanım ve Kerem Bey.
Ece, zarif ama güçlü bir karakterdi. Her zaman dinler, anlamadan konuşmazdı. Kerem ise planlı, çözüm odaklı, stratejik düşünürdü. İkisi aynı masada, aynı kelimenin farklı anlamlarını taşıyordu.
Toplantı sırasında Kerem, “Ece Hanım, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” dedi. Ses tonu yumuşaktı. Ama Ece’nin gülümsemesinin ardında küçük bir sızı vardı. Çünkü daha önce başka bir meslektaş, aynı cümleyi “Ece hanım” diye küçük harfle yazdığı bir mailde kullanmıştı. İncelik farkı küçüktü ama anlam farkı büyüktü.
O küçük harf, saygının tonunu hafifletmişti sanki. “Hanım” kelimesi, ismin uzantısı değil, ona gösterilen değerin bir simgesiydi.
Yazım kuralı değil, ilişkiler kuralı
Türk Dil Kurumu’na göre isimden sonra gelen “Hanım” ve “Bey” kelimeleri büyük harfle yazılır:
Doğru: Ayşe Hanım, Kerem Bey, Elif Hanım, Murat Bey.
Yanlış: Ayşe hanım, Kerem bey.
Ama mesele yalnızca imla değildir. Çünkü bu kelimeler, toplumsal ilişkilere saygı çerçevesi çizer.
Bir öğretmen “Ahmet Bey” dediğinde disiplin vardır; bir öğrenci “Elif Hanım” dediğinde saygı. Bir çocuk, annesinin arkadaşına “Zehra Hanım” dediğinde, aslında bir kültür aktarımı yapar.
Ece ve Kerem’in hikâyesinde bir denge
Toplantıdan sonra kahve molasında Ece, Kerem’e dönüp şöyle dedi:
“Biliyor musun, insanlar bazen ‘hanım’ kelimesini kibar olmak için değil, mesafe koymak için kullanıyor.”
Kerem düşündü. O, stratejik kararların adamıydı, ama duygusal derinlikte Ece kadar sezgisel değildi.
“Belki de mesele kelimede değil,” dedi, “bizim niyetimizde. Ben sana saygıyla söylüyorum, ama belki sen duyguyla duyuyorsun.”
O an ikisi de sustu. Çünkü haklıydı. “Hanım” bir saygı ifadesi olduğu kadar, duygusal bir sınır çizgisiydi de.
Hanım mı, Bey mi? Kültürün aynası
Bu iki kelime, sadece dilin değil, toplumun zarafet ölçüsüdür. “Bey” bir nezaket göstergesi, “Hanım” bir incelik simgesidir. Ama aynı zamanda birer toplumsal aynadır.
Eğer bir şirkette kadın çalışanlara yalnızca “Ayşe”, erkek çalışanlara “Murat Bey” deniyorsa, orada dilde değil, zihinde bir dengesizlik vardır.
Dilin adil olması, toplumun da adil olmasının ilk adımıdır.
Isimden sonra hanım bey nasıl yazılır: Kurallar ve duygular
- Yazım: “Hanım” ve “Bey” büyük harfle başlar, ismin ardından ayrı yazılır: “Zehra Hanım, Ali Bey.”
- Üslup: Resmî yazışmalarda veya ilk tanışmalarda bu hitaplar mutlaka kullanılmalıdır.
- İlişki Düzeyi: Samimiyet arttıkça, hitap biçimi değişebilir; ancak küçültücü veya aşırı yakın ifadeler profesyonel bağlamda kaçınılmalıdır.
- Ton: Yazım doğru olsa bile, saygı tonu yanlışsa kelime amacını kaybeder.
Bir kelimenin sessiz ağırlığı
Yıllar sonra Ece başka bir şirkete geçti. Yeni yöneticisi ona “Ece Hanım” diye hitap ederken her seferinde gülümsüyordu. Çünkü o artık biliyordu; büyük harf sadece dilbilgisi değil, saygının ilk harfiydi.
Kerem ise bir gün ondan gelen bir mailde “Kerem Bey, teşekkür ederim.” satırını görünce içten içe gülümsedi. O iki kelime, aralarındaki mesafeyi değil, karşılıklı saygıyı temsil ediyordu.
Okuyucuya sorular: Sizin için “Hanım” ve “Bey” ne ifade ediyor?
— Sizce bu kelimeler yalnızca geleneksel bir alışkanlık mı, yoksa modern ilişkilerde hâlâ yeri olan bir nezaket biçimi mi?
— Mailde, sohbette ya da mesajda “hanım” veya “bey” demek, sizde nasıl bir his uyandırıyor?
— Saygı göstermekle mesafe koymak arasındaki o ince çizgiyi siz nerede çekiyorsunuz?
Belki de dilin zarafeti, sadece kurallarda değil; insan ilişkilerinin kalbinde gizli. “Ayşe Hanım” derken bir harfi değil, bir değeri büyütüyoruz.